Tarih boyunca Bodrum’da süngerciliğin önemi çok büyüktür. Bir zamanlar Bodrum’un ekonomisinde ve kültürel yapısında silinmez izler bırakan bu sektör, bugün yerini başka sektörlere bırakmıştır.

Bodrum, Sualtı Arkeoloji Müzesi ile dünya çapında ün kazanmışsa, bunu sünger avcılarına borçludur. Çünkü su altı buluntuların neredeyse tamamı önce süngercilerin gördüğü batıklardan çıkarılmıştır.

Bodrum günümüzde, dünya denizlerinde süzülen ahşap tekneleriyle de anılmasında da süngercilerin önemli payı vardır. Halikarnas Balıkçısı’nın Deniz Gurbetçileri kitabının girişinde belirttiği gibi bu sularda bin yedi yüz yıl evvel süngercilik yapılırmış. Süngercilik zor iştir. Bunu Milattan sonra 3. yüzyılda yaşamış ünlü filozof Oppianus şöyle dile getirir: Hiçbir çile sünger avcılarınkinden daha korkunç, hiçbir çaba onlarınkinden daha zor değildir.”

Yunanlı ünlü yazar Yannis Mangilis’in Ağanın Çocukları kitabından süngerciler: Bin dokuz yüz yılarının başlarında Kalimnos’tan büyük bir filo, yelken ve kürekle Süveyş kıyılarına süngere gider. Avcılıkları çok bereketli geçer ve tonlarca sünger avlarlar geri dönüş yolunda Süveyş kıyısında kaptanlardan birisi dalgıcını test için bir yere daldırır. Dalan dalgıç çıktığında aşağısının sünger dolu olduğunu söyler ve kaptanı dalgıca: “Sakın bunu hiç kimseye söyleme. Seneye gelir, kendimiz bu süngerleri avlarız.” der. Kalimnos’a geldiklerinde. Birisi karısına, o da kızına söyler ve bu kulaktan kulağa yayılır. Bunu duyan ağanın çocuklarından Aris, süngerci filosu kurmaya karar verir. Hemen adamlarına emir veren Aris, hazırlıklara başlar ve nisan ayında bir iki yüz kayık hazırlatır ve Süveyş’e yola çıkar. Onları çok zor bir yolculuk beklemektedir. Yollarda fırtınaya yakalanan süngercilerin kimileri ıssız bir adaya sığınır ve günlerce bu ıssız adada beklemek zorunda kalır. Gözü pek olanlar hava falan dinlemeyip yola devam ederler. Süveyş’e vardıklarında oraya buraya delicesine dalarlar; ama sünger bulamazlar. Buldukları süngerler de çürümüştür. Çünkü süngerlere bir tür veba gelmiştir. Bu zorlu dalışlar sırasında birçok dalgıç ölür. Cesetler, ayaklarına taş bağlanarak denize bırakırlar.

Bir kısım süngerci, hayal kırıklığıyla sezonlarını tamamlamadan geriye döner, gözü pek olanlardan bir kısmı da buralardan altı yüz mil uzakta bulunan Bingazi kıyılarına,bir kısmı da diğer kuzey Afrika kıyılarına Kitre’ye doğru yönelir; ama hepsi elde avuçta hiçbir şey olmadan Kalimnos’un dönerler.

Kalimnos’a dönen kaptanlardan bazıları, patronlarına: “Bize yardım edin biz Kaliforniya Tarpon’na gidelim. Halkililer gitti, sünger çıkartıp para kazanıyorlar. Biz de gidelim, para kazanıp ailelerimizi besleyelim, derler. Bu arada Aris’in zararı tam on dört bin altın liradır.

Aksona Mehmet, Bodrum’un gelmiş geçmiş en büyük sünger avcılarından olan Koca Şeytan lakaplı Ahmet Denizkıran’la birlikte yelken ve kürekle Kuzey Afrika kıyılarına süngere gitmiş İstanköylü Saçalari Kaptan’dan ve birçok eski Bodrumlu kaptandan süngerci hikâyeleri dinleme şerefine erişmiş nadir insanlardan birisidir.

Aksona, her konuşmasında Bodrum denizciliğine emek vermiş büyüklerini şu sözlerle anar:“Bize muhteşem bir armağan bırakılmış: Deniz Ağacı. Kendisi denizde, meyveleri karada bu ağacın. Bugün bizler bu ağacın meyvelerini yiyip gölgesine oturuyorsak Bodrum denizcilik tarihinde silinmez izler bırakan bu muhteşem insanlara çok şey borçlu olduğumuzu unutmamamız ve unutturmamız gerektiğine yürekten inanıyorum. Ben, bu muhteşem kültürle yetişip bu günlere gelmekten çok büyük bir onur duyuyor, bize bu zenginliği hazırlayan o yiğit insanların aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum.”

Aksona Mehmet

Bodrum Süngercileri

Bahar sonu geldimi,sefer ayı demektir.
Limandan ayrılır Bodrum süngercileri.
Kah güneye inerler,kah kuzeye çıkarlar.
Boğaz kavgası için, Bodrum süngercileri.

Bu yıl için denize kaç kişi verilecek.
Kaç ananın,babanın ciğeri delinecek..
Kalbi,dileklerimiz,kurbansız dönmenizdir.
Avınıza bereket bodrum süngercileri..

FİKRET SOYKAN